Erzin Issos EPIPHANEIA arkeoloji araştırmaları
Ayşe Ersoy – T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Hatay Arkeoloji Müzesi Müdürü
Doç. Dr. Banu Özdilek – Bilimsel Danışman Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Arkeoloji Bölümü
Dr. H. Onur Tıbıkoğlu – Bağımsız Araştırmacı Arkeolog – Bilim Ekibi Üyesi
Türkiye Cumhuriyeti tarafından görevlendirilen T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Hatay Arkeoloji Müzesi, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Banu Özdilek bilimsel danışmanlığında Arkeolog Dr. H. Onur Tıbıkoğlu’nun bilim ekibi üyesi olarak yer aldığı, çok sayıda arkeolog ve farklı bilim dallarındaki bilimciyle birlikte Erzin yakınlarındaki antik isimlerinden biri İssos olan ovada bulunan Epiphaneia (Epifaneya) antik kentinde Ağustos ayı itibariyle çalışmalara başlamıştır. Kazı ekibi kendini şanslı hissetmektedir öyle ki Epiphaneia modern yapılaşmanın uzağında kalmış ve Erzinliler bu emaneti oldukça iyi korumuştur. İssos kenti tamamen ayaktadır, toprağın altında , ortaya çıkarılmayı beklemektedir. Kentin zenginliği Osmanlı dönemine kadar uzanan kültür katmanlarına sahip olmasıdır. Kent antik dönemde doğu-batı ticaret yollarının üzerindedir ve bir ticaret limanına sahiptir.
Amacımız önce bilime hizmet etmek; “dağın öteki yüzü” Erzin ve çevresi İskenderun, Arsuz, Payas, Dörtyol’un tarihi, kültürü, arkeolojisini doğa turizm ile birleştirerek bilimin çıktılarını bölgenin değerlerini halka, genç kuşaklarımıza, yerli yabancı turistlere anlatmak tanıtmaktır. Ancak bu şekilde kültürel mirasımıza aidiyet gelişecek ve koruma bilinci artacaktır. 1 gün Antakya’da konaklayan turistleri, bu merkeze çekmek ve bölgenin tarihi dokusu ve müzeleri ile birlikte 1 ya da 2 gün daha burada tutmaktır. Amacımız kazı çalışmaları ile birlikte İssos’a ören yeri statüsü kazandırmak, ortaya çıkardığımız antik kentin yapılarını restore etmektir. Çeşitli sanat ve kültür faaliyetleriyle antik kenti bir cazibe alanı haline getirmek. Kentin kamu merkezinde bölgenin tek ayakta meclis binası ve aynı zamanda müzik salonu vardır. Hatay’ın tek korunmuş büyük kapasitekli Roma tiyatrosuna sahiptir. Antakya’da görmediğimiz Abbasi krallığının izlerinin çok yoğun görüldüğü bir kenttir.
Erzin, İssos kenti Hatay’da tek tamamen ayakta kalan, Osmanlı dönemine kadar katmanlı çeşitli kültürleri barındıran Kilikia bölgesinin zengin kentidir. Antakya’da göremediğimiz sütunlu cadde km.ler uzanmakta ve ayaktadır. Roma Hamamının kazısı tamamlanmıştır. Sütunlu caddenin ardında kırsal aktiviteyi anlatan aylar mozaiği vardır.
Amanoslar’dan hemen ötesindeki Akdeniz’in kıyılarına kadar yayılmış yer yer izlenebilen kalıntılar ve bugüne kadar sürdürülen arkeolojik kazılarla ortaya çıkarılmış yerleşim merkezine ait birkaç yapı adeta bir buz dağının görünen ışıklı parçaları gibi parlamakta, bu durum bilimciler kadar Erzin halkının da ilgisini cezbetmektedir.
Araştırmacılar bu bölgenin “Bronz Çağ” adı verilen zamanda devletler, yöneticiler ve halklar için önemli olduğunu biliyorlardı. Öyle ki yaklaşık 4000 yıl öncesinde Anadolu’da imparatorluk kuran Hititler bugün Kinet Höyük olarak adlandırılan yerdeki antik yerleşme merkezli bölgeyi İzziya adıyla anarlardı. Sonraki dönemlerde ise bölgenin adı İssos olacak ve kent bu bölgede gelişecekti.
Bilinen ilk adı Oiniandos (Oyniyandos) olan yerleşimin uzak bir geçmişte görkemli bir kentleşmeye sahip olduğu hemen anlaşılır. Yerleşim kalıntılarını inceleyen arkeologlar, eski dillerdeki (E. Yunanca ve Latince) metinleri okuyan kazı ekibinin yazıt uzmanından da yardım alarak, bazı yapıların varlığını, onların işlevini ve tarihini belirlemeyi başarır.
Amanoslardan su taşıyan su kemeri (aquaeductus), tiyatro, sportif yarış alanı (stadion), konser salonu (odeon), halk meclisi (bouleterion), sütun revaklı galeri (porticus / stoa), hamam (thermae), tapınak (templum), tahıl deposu (granarium), kilise (basilica) yanı sıra gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen pek çok yapıdan oluşan mimari doku, Anadolu’da Romalıların hâkim olduğu, sadece yaklaşık 2000 yıl öncesinde başlayan tarihsel süreç içerisinde gelişmiş olan kentin görüntüsüydü. Daha eski yerleşme katmanları tüm bilgileriyle toprak altında onları bekliyordu !
Ne de olsa Arkeologlar bölgeye Romalılar’dan daha önce Makedonlar’ın egemen olduğunu biliyorlardı. Büyük İskender Makedonya’dan çıkarak Hindistan’a kadar uzandığı efsanevi doğu seferinde Persleri birçok kez yenilgiye uğratmış, İÖ. 333’te (günümüzden 2355 yıl önce) İssos ovasında gerçekleşen ve doğu-batı tarihsel mücadelesinin en önemli anlarından biri olan savaşta Kral III. (3.) Darius’u (Daryus) yenerek İran krallığının Anadolu’daki hakimiyetine son vermişti. Çetin bir mücadelenin ardından son anda savaş arabasından inen Pers kralı, tüm ailesini arkada bırakarak beyaz bir kısrakla savaş alanından uzaklaşmıştı. Büyük İskender, Darius’un ailesine birer esir değil hanedanlığının saygıdeğer üyeleri gibi davrandı. Makedonların yönetiminin başlamasıyla önce Büyük İskender’in komutanları ve sonra onların ardılları fethedilen toprakları yönetmişlerdi. Antiochos IV. (4.) Epiphanes de onlardan biriydi ve İÖ. (İsa’dan Önce) 2. yüzyılın başında yani günümüzden yaklaşık 2200 yıl önce bölgenin yönetimini devraldığında Oiniandos kentinin kendi adıyla anılmasını emretti: Epiphaneia !